"Tartışma konularının içeriğinden bağımsız olarak söylüyoruz, seçim sathı mahalline girdiğimiz milletimizin sandığı bu kadar istediği bir ortamda biz referandum değil, bir an önce seçim sandığının milletimizle buluşturulmasını ve hesap verme gününün bu şekilde gelmesini istiyoruz" dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, partisinin genel merkez binasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
İYİ Parti’nin 5. kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlatan Zorlu, bu nedenle düzenlenecek etkinliğin Bartın’da yaşanan faciadan dolayı ertelendiğini ifade etti.
“Ülke sathında şu anda yaşanan heyecan, partimize olan teveccüh gerçekten son dönemde kaybolmaya yüz tutmuş umutları yeniden yeşertecek bir muhtevaya sahiptir” diyen Zorlu, “İnanıyorum ki bu heyecan dalga dalga bütün ülkemizi saracak ve Sayın Genel Başkanımızın önderliğinde Türk Milleti hak ettiği yönetime ve çıkış yoluna mutlaka kavuşacaktır. Bu süreç içerisinde sizlere sürprizlerimiz olacak. Bu konularda yeri geldiğince ben de sizlere bu sürpriz bilgileri paylaşmaya çalışacağım” şeklinde konuştu.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE REFERANDUM YANITI
İYİ Parti’ye yönelik ciddi bir üye başvurusu olduğunu kaydeden Zorlu, “Şu an itibariyle 610 bin rakamına ulaştığımızın özellikle altını çizmek istiyorum. Bunun önümüzdeki günlerde kat be kat ileri noktalara taşınacağına da inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum çağrısına değinen Zorlu, “Biz bu hususta ve diğer tüm tartışmalı meselelerde, temel kaygımız ve hedefimiz, millet iradesinin tecellisi ve vatandaşlarımızın makul çoğunluğunun meselelere bakış açısıdır. Bu bakış açısını her fırsatta ortaya koyacağız. Özetle milletimizin beklentisi nedir, bu konuda milletimiz ne düşünmektedir, ne hissetmektedir; temel düsturumuz, hareket alanımız bununla ilişkili” dedi.
Türkiye’de çok büyük bir ekonomik burhan ve sorunla karşı karşıya olduklarını belirten Zorlu, “Enflasyondaki artış, hayat pahalılığının bunun da önünde gittiğini biliyoruz. Yaklaşan kış aylarıyla vatandaşlarımızın daha da zor günlere hazırlandığını bizzat sahada yaşayan insanlar olarak gözlemliyoruz. Rakamlar da zaten bunu ortaya koyuyor” değerlendirmesini yaptı.
“İZİN VERMEYECEĞİZ”
Zorlu, sözlerine şunları ekledi:
* “Bu koşullar çerçevesinde, Genel Başkanımız da bunu izah etti; geride bırakılmış sorunlarla değil, bugünü ve geleceği kaygılandıran milletimizin gerçek sorunlarıyla ilgilenmemiz gerektiğine inanıyoruz. İYİ Parti olarak duruşumuzun ilkesel bağlamı bundan ibarettir. Böyle bir tablo karşısında altını net bir şekilde çizmek istiyoruz. Konulardan bağımsız olarak söylüyoruz.
* Ülkemiz seçim sathı mailine girdiğimiz, milletimizin sandığı bu kadar özlediği ve istediği bir ortamda, biz referandumu değil bir an önce seçim sandığı ile milletimizin buluşturulmasını, hesap verme gününün bu şekilde gelmesini bekliyor ve istiyoruz. Ülkede yaşanan bu problemlerin sorumlusu mevcut siyasi iktidar, burada halkın sorunlarının gölgelenmesini, tartışmanın hiç olmayan, milletimizin temel sorunlarıyla ilişkili olmayan bir alana taşınmasını da İYİ Parti olarak asla izin vermeyeceğiz.
* Şunu da ifade etmek istiyoruz, biz muhalefette olan bir parti olarak, yapıcı muhalefet anlayışımızı her fırsatta ortaya koyma gayreti içinde olacağız. Bu konuda şu ayrıntıyı da ifade etmek istiyorum; eğer gerçekten ülkede samimi bir Anayasa değişikliği planlanıyorsa, milletimizin hak ettiği bir anayasal olgunluk seviyesine ulaşması isteniyorsa; biz İYİ Parti olarak, şu an yaşadığımız sorunların temelinde en büyük etken olarak gördüğümüz mevcut yönetim sisteminin yeniden inşası ve bilhassa demokratik parlamenter sistemin yeniden inşası konusunda atılacak adımlara Türkiye Büyük Millet Meclisi zeminde destek vermeye açık olduğumuzu da ifade etmek istiyoruz.”
“300 GÖNÜLLÜ KADIN AVUKAT YARGI SÜREÇLERİNİ ÜSTLENMEK İÇİN HAZIR”
Bartın’da yaşanan maden faciasına değinen Zorlu, İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanı Ünizle Yüksel başkanlığındaki heyetin detaylı çalışmalar yaptığını, 300 gönüllü kadın avukatın yargı süreçlerini üstlenmek için hazır olduğunu söyledi.
“Belki neden kadın diye sorabilirsiniz” diyen Zorlu, “Genel Başkanımızın şöyle bir hassasiyeti oldu, orada anneler var, evlatlar var, onların haklarını savunmak için kadın cesaretinin, güveninin, anaç olma anlayışının ortaya konulması bakımından çok değerliydi bizim için. Sayın Yüksel başkanlığındaki heyetimiz şu ana kadar 8 aileyle bir araya geldi. Ailelerin görüşleri bizde mevcut ama bunu siyaset konusu yapmak istemiyoruz. Ama şunun altını çizmek istiyorum, ihmal varsa ailelerimiz araştırılmasını istiyor. Biz de istiyoruz, vatandaşlarımız da istiyor. Hukukun ve adaletin gerçekleşmesi adına bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız” açıklamasını yaptı.
Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yönetmeliğinde yapılan değişiklikle yaklaşık 7 bin muayenehane hekiminden ancak 500'ünün hastanelerle sözleşme yapabileceğine dikkat çeken Zorlu, şöyle konuştu:
* “Bu karar aslında bir çok konuda olduğu gibi, yerindelik kavramının hiçe sayılarak alındığı bir karar türüdür. Kamu yararından bahsediliyor ama bizim temel bir endişemiz var. Özellikle cerrahi müdahalede, yatışlar konusunda, tırnak içerisinde merdiven altı sayılabilecek bir uygulamanın meydana gelmesinden endişe ediyoruz.
* Türkiye’nin sağlık turizmindeki potansiyelini hepimiz biliyoruz. Bu karar bu haliyle uygulandığında küçük ve orta boy diyebileceğimiz poliklinikler, hastaneler çok büyük zorluk içerisine düşecektir. Bununla bağlantılı oteller de dahil olmak üzere, hesaplarımıza göre 40 binin üzerinde insanın istihdamına doğrudan etki edebilecek bir karardan bahsediyoruz.”
MAHİR ÜNAL’A TEPKİ: SORUMSUZ AÇIKLAMALAR
Zorlu, Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez’in konuyu yakından takip ettiğini ekledi.
“Bugün sizinle paylaşacağım son değerlendirmemiz, Cumhuriyetimizi taçlandıran Harf Devrimi'yle ilgili ortaya atılan sorumsuz açıklamalardır” diyen Zorlu, şu ifadeleri kullandı:
* “İYİ Parti olarak vurgulamak isteriz ki; Cumhuriyet, Türk Milleti için vazgeçilmez bir medeniyet projesidir. Bu konuda çok netiz. Bu konuda her hangi bir kafa karışıklığına mahal vermeyecek kadar netiz. Dilimiz ve lügatimiz; Cumhuriyet değerleriyle anlamlı ve varoluşsal bir temel sahip bizim için. En çok üzüldüğüm nokta, milletimizin en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bizi birleştiren bu kadar ortak noktamızı simgeleyen bir konuda böylesine hoyrat açıklamaların yapılabiliyor olması.
* Türkiye yüzyılından bahsediliyor, bunun temel zemininde birlik ve beraberlik, bu konuya olan inancın olması gerektiğini düşünüyoruz. Bir takım siyasi hesaplarla kutuplaştırma iklimini derinleştirmek kimseye fayda getirmeyecektir. Türk dünyasında alfabe birlikteliğinin konuşulduğu bir dönemde, Türkiye'de alfabe tartışması açmak büyük bir tutarsızlıktır.”
Yeni veri eklenmemiş.